Sanal Gerçeklik ve Bilinç üzerine düşünceler.

Bilişim teknolojilerin gelişmesi ile birlikte, insan türünün oyuna düşkünlüğüne  cevap verecek,  'Oyun Sektörü' dev atılımlar yapmakta.
Özellikle son yıllarda the Cardboard, Gear VR, Oculus Rift (en ilginci) ve diğerleri, Sanal Gerçeklik ile Oyuncu arasında interaktif etkileşime girmek mümkün olmakta.
Sanal Gerçeklikte size sunulan bir senaryo üzerinde zaman, mekan, boyut ile ilgili yapılan çalışmalarla size sunulan gerçeklik ile birebir sanal gerçekliği sanki (Gerçek) miş gibi yaşıyorsunuz.
Bu sektör hala emekleme aşamasında ve tabiiki teknolojinin bu aşamada sundukları, olması gerekeni karşılamaktan uzak; bunların sebebi bir çok nedenlerle yeterli atılımı yapamamakta. Bunun başlıca sebebi ise 'Oyuncu' nun gerek nörolojik, optik, pisikolojik olarak etkin bir şekilde Sanal Gerçeklik ile insan fizyolojisi arasında ki etkileşimin tam olarak kurulamamasından ileri gelmektedir.
Sanal Gerçekliğin (gerçek) miş gibi olması için teknolojinin yapması gereken (Oyuncunun) Sanal Gerçekliği kendi istediği şekilde yapılandırmasından geçecektir.
Yani (Oyuncu) kendisine sunulan senaryoya bağlı kalmaksızın kendi Sanal Gerçekliğini o an içinde bulunduğu pisikoloji ile yönlendirmesi ve yaratması ile Oyun Teknolojisi gelişmesini yeni bir aşamaya taşıyabilir.
Eminim bu alanda bir çok çalışmalar yapılmaktadır. Teknoloji sadece araçlar ile gelişmeye çalışırsa sonunda çökmesi kaçınılmaz olacaktır.
Teknoloji ancak ve ancak özellikle İnsan Bilinci, sonrasında ise İnsanın Biyolojik ve parapsikolojik yapısı ile uyum içinde olmak mecburiyetinde kalacaktır.
Bu Hardware ve Yazılım a bağlı olmayan Bilinç, biyolojik ve parapsikojik alanlarda yapılan çalışmalara daha çok kaynak oluşturulması gerekir.
Sanal Gerçeklik üzerinde çalışma yapanların bu konuları anlayacaklarını ve hatta bir arayış içerisinde olduklarını zannediyorum.
Tabii şunun da farkında olmak gerekir, batı anlayışı ile doğu anlayışının da bir sentezi yapılarak, bilinç, biyolojik ve parapsikoloji üzerinde yeni bir anlayışı kurkulayarak Sanal Gerçekliği de 'Gerçek' e en yakın bir evreye taşıyabiliriz.
Benim anlayışımda ise Bilincin, kişi ye ait olmayan ama kişinin dışında olan bir olgu olduğudur. Yani bilincin kişiye ait bir olgu olmadığı ama kişinin dişindan içeriye doğru akan bir yapısı olduğunu düşünüyorum.
Zaten bakılması gereken o kadar çok alan var ki.. özellikle Beden Dışı Deneyim yaşayan insanların Bir Sanal Gerçeklik yarattığı bu deneyimleri yaşayanlar tarafından kabul görecektir. Özellikle Rüya aşamasında kişi Rüya gördüğünü anlaması ile yaşadığı Rüya yı istediği gibi yönlendirmesi konusu ciddi olarak incelenmelidir.
Bu inceleme yapılırsa Sanal Gerçeklik in Sanal olmaktan çıkması olası olacaktır.
Bu konuyu daha ileride açmayı düşünebilirim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar